top of page

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ

Kadınlara Yönelik Şiddet Ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi Ve Bunlarla Mücadele Hakkındaki Avrupa Konseyi Sözleşmesi


Özel olarak kadınlara ve kız çocuklarına yönelik ve ev içi şiddeti hedef alan ilk Avrupa sözleşmesi olma niteliğini taşıyan sözleşme, bugüne kadar Türkiye dahil Avrupa Konseyi üyesi 20 ülke tarafından onaylanmıştır. Türkiye, sözleşmeyi imzaya açıldığı 11 Mayıs 2011 tarihinde imzalanmış, 14 Mart 2012 tarihinde onaylanmıştır.

Bu sözleşmeyi, ciddi bir insan hakları ihlali oluşturan bu sorunu en kapsamlı şekilde ele alan bir uluslararası anlaşmalıdır. Şiddete sıfır tolerans gösterilmesini hedefler.


Şiddetin önlenmesi, mağdurların korunması ve şiddet uygulayanların adalete teslim edilmesi, bu sözleşmenin temel taşlarını oluşturur.

Ayrıca İstanbul Sözleşmesi, kadınların sünnet edilmesi, zorla evlendirilmesi, taciz, kürtaja zorlama ve kısırlaştırmaya zorlama gibi olguların bir suç olarak düzenlenmesini ve cezalandırmasını öngörür.

Peki bu kadar kadını koruyan bir anlaşmanın nesine itiraz ediliyor?

Maddelerin arasında;

"Gelenek, töre, din ya da namus gerekçeleri; herhangi bir şiddet eyleminin bahanesi olarak kabul edilmemesinin sağlaması" olarak başlayan bir madde var.

Galiba gelenek, töre, din, namus için kadın öldürülebilir diye düşünüyorlar!...

Bir diğer madde ise;

Eski eş veya partnerler ifadesi kullanılıyor. Partneri toplumsal aile yapımıza uymayan evlilik dışı ilişkide bulunan kişi veya bu erkek-erkeğe, kadın-kadına olan ilişkilerde de kullanılıyor.




Tamam da Türkiye'de de resmi nikahsız dini nikahla yaşayan pek çok kadın var. Kaldı ki kadınlardan şiddet gören erkekler de olabilir. O yüzden partner tanımlaması kullanılmış.

Ne olursa, kim olursa olsun; şiddet erkeğe, kadına, çocuğa, hayvana hangi varlığa yapılırsa yapılsın bu yanlış ve kötüdür.

Bu yüzden İstanbul Sözleşmesi kesinlikle devam edilmesi gereken bir anlaşmadır.

TABİİ UYGULANDIĞINDA....

137 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


Post: Blog2_Post
bottom of page